

Matematikteki dokuz işaretin kullanılması Hint´lilere aittir. Daha sonra, boş olan yokluğu işaretlemek için, örneğin, iki elmanın ikisini de yedim, geriye kaç elma kaldı probleminin çözümü o kadar kolay olmamış ve sıfır rakamı çok sonraları yine "O" biçiminde Hint´liler tarafından bulunmuştur. O zamanda sıfır için boşluğu veya hiç bir şey kalmadı anlamına gelen içi boş bir yuvar kullanmışlardır.
751 yıllarında, Türk´ler, Çin´li savaş tutsaklarını Semerkant´a yerleştirirler. Tutsaklar, kendi sanatlarını ve becerilerini gösterip para kazanarak, bu para karşılığı özgür olmaları fırsatı verildiğinden, usta olan bu tutsaklar; kağıt üretimini ve kağıt sanayisini Semerkant´ta kurarlar. Kağıt, buradan Bağdat´a gelir. Daha sonra, Mısır, Endülüs ve İspanya yoluyla Avrupa´ya yayılır. Kağıdın önemini anlayan Halife El Mansur (754 -775) yıllarında, Bağdat´ta yoğun üretime geçerek, Mısır´dan satın alınan papirüse ödenen paradan ülkesini kurtarır. El Mansur´un oğlu Harun Reşit zamanında, vezir Yahya İbni Fadıl, 794 yılında Bağdat´ta ilk kağıt fabrikasını kurar.
400 yıllarında bu 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 rakamlarıyla işlem yapma Hint yazılarında görülmeğe başlandı. Bunun başlamasını ve gelişimini de kesin olarak bilemiyoruz. Orta Asya´daki Türkler ve Çin yoluyla bu kavramların Hindistan´a geçtiği sanılıyor.
598 yılında doğan büyük astronom Brahmagupta, 33 yaşında yazdığı büyük astronomi eseri, "Siddhanta" da bu on rakamla birlikte hesap yapma kuralını da açıklamıştır. 773 yılında, Hint´li astronom Kankak, Halife El Mansur´un Bağdat´taki sarayına gelir. Hazırladığı bir kitabı El Mansur´a sunar. Mansur bu kitabı hemen Arapça´ya çevirttirir. Bu esere, Halife El Memun´un zamanına kadar uyarlar. Halifeler tarafından desteklenen ve yardım gören bu ilim oldukça ilerler. Mısır, Endülüs ve İspanya yoluyla Avrupa´ya 706 yılında Halife I.Velit tarafından taşındı. El Harizmi, Hint´lilerin bu hesabını, bankerlere, tüccarlara, ölçme memurlarına ve saray çevresine öğretti. Bu amaçla bir ders kitabı yazdı. Kuranı Kerim´deki miras hukukundaki dağılımların nasıl yapılacağını ve kölelerin serbest bırakılmalarındaki karışık hesapların nasıl yapılacağını örneklerle anlattı. Bu devirde, alimleri ve ilim adamlarını koruyan Halife El Memun, El Harizmi´yi çok korudu. Harizmi, ortaçağda Latince´ye çevrilen "El Cebr el Mukabele" adlı kitabını bu sıralarda yazdı. İşte bu El Cebr, bugünkü yabancı dildeki algebra ve bizdeki cebir sözcüğünü ve bu cebir ilmini doğurdu. Hint´lilerin bu matematiğini açıklayan Harizmi´nin kitabında, Hint´li hesabı, sayı yazısı, toplama, çıkarma, ikiye bölme, bir sayının iki katını bulma, çoğaltma ve bölmenin kesir hesabını öğretti.
Harizmi´nin Hint rakamlarıyla yazdığı hesap kitabının Latince´ye çevirilerinin ilk kopyaları, Alman bölgelerinde 12. yüzyılda görülmüştür. Viyana Saray Kütüphanesinde bulunan ve en eski el yazma kopyası 1143 tarihlidir. Salen Manastırında bulunan "Sevgili Algorizmi" nin ikinci kopyası, bugün Heidelberg´de saklanmaktadır. Bu "Algorizm" öyküsü ve incelenmesi de uzundur. Kökeni Hint´lilere kadar gider. Sonuçta, bu sözcük algoritma olmuştur.